2.12.2010

Ve D Hayatına "Sevindirik" Sıfatıyla Devam Edecektir


O kadar mutluyum, o kadar içim içime sığmıyor ki; yarım ağızla "D bu bizim de blogumuz lan, yazma artık." diye dile gelen K, G ve S'yi sallamayaraktan başladım satırlara. Çok deli mutluyum çünkü. Kırk yılda bir mutlu oluyorum çünkü. Çünkü hiç beklemiyordum, noluyo ki oldum. Ve konuya neden kıçından başladım onu da bilmiyorum. Konuyu hikayeleştirip, egoist insan modelinde hayatımı yazıcam gibi bişey yazıcam şu an.

12 Şubat 2010. Saat 12.00 civarı. (Biliyorum, salladım.)
Elimizde bir dergi. (Bkz. iki gıdım cool imajı verdiysek onu da yitirmemek için dergi anonimmiş gibi davranmak.) Burç kısmını okuyoruz. Ulu dergi dedi ki, küs arkadaşını aramıyorsun. Hoppala! Büyüksün abi, dedim. Elim telefona gitmedi değil. Ama ne diye gitsin? Kaç bin kere özür diler bir insan? Ben hayatımda o kadar sürünmedim ki. Yine de bi' garip oldum. Mahoş, mayhoş oldum. Turşu oldum. Ama bikaç dakika sonra sütlaç kıvamında eğlenceli bir insan olup helva gibi yutkunurken birazcık zorlattırdım.

Sanatsal etkinlik koro falan derken, unuttum tamamen o dergide yazanları. Hiç sallamadım. Bi' arkadaş gelir, öteki gider psikolojisiyle asla yanaşamadığım durumun ciddiyetini ise gayet biliyordum: Hayatından şu ana dek hiç arkadaş çıkarmamış olan D, birinin hayatından "mutsuzluk sebebiyeti verme" suçundan yargılanıp müebbet bir düşmanlığa hapsedilmişti. Eve geldiğimde, ne sütlaç ne de turşuydum. Tamamen böyle şey gibi. Ne gibi. Koz helva gibi; ama bayat koz helva. O içindeki yapışkan şey tat verme yetisini yitirmiş gibi. Odun gibi böyle.

Ve MSN'de G ile konuşurken, bir mesaj geldi telefonuma. Daimi hayranım Avea'dan olduğumdan emin olduğum bir şekilde koz helva kıvamında açtım mesajı. Aveadan değildi. M'dendi. Ondan, evet. O küs olduğum, kapılarında gece gündüz yattığım (hö?) ve epeyce sonra umudu kestiğim insan! "D. Özledim." diyor. O anda alev alan koz helvadan ateşin üstündeki pudinge dönüştüm. İnsanın ağzını yakan türden. Yaktıktan sonra da bikaç saat üstüne koklanan gülleri -diğer besin maddelerinin tadını- sabote eden kor gibi puding.

Ve an itibariyle mesajlaşıyoruz. Sokak'ın önünden geçerken içeri baktığımı itiraf ettim. Felsefe'ye gitmeyi düşündüğümü söylemedim. Gündüz vakti bulabileceğimi sanmıyordum zaten. Neyse. Ilınmış puding olarak, umarım barışırız diyorum. Umarım barışırız M.



D.

2 yorum: